Kaçıyor sefa, tutamıyorum

Hafif oynattım. Yani yüzüme bakınca hemen anlaşılmaz ama tahtalarım biraz gevşedi. Bunu bütün gün ders ders diye inleyip, on dakikada bir interneti baştan kolaçan ederken, 600cc'lik bardakla kola içerken ve Martini'nin onbeş dakikada bir çalan çanlarını dinlerken hissediyorum.

Martini, resmi melodilerini umarsızca çalıyor, bana zamanın geçtiğini her onbeş dakikada bir hatırlatmaktan çekinmiyordu. Öğlenleri bir saat boyunca aralıksız çalışı, üstelik de kaba çanlarla popüler şarkılar çalmayı deneyişi, belki inananları ayine davet etmenin modern bir yoluydu ama bana ziyadesiyle patavatsız ve ne yazık ki müdanaasız geliyordu. Ben ışığa boğulmuş, yüksek tavanlı, aydınlık evimde, bu çan sesleri altında kara bir kirpi gibi büzülüyordum...

Ama geçer. Zira Hollanda'da son onyedi günümü sürüyorum, bugün dahil. :( Ankara'da yine aklı selim insan olurum. Şakrak günlerimin son onyedisinde ne yazık ki tezimi bitirmek, arkadaşlarımla veda partisi yapmak, Amsterdam Gay Pride'a gitmek (I really love gays! They are cool.), pötürgemle evlilik yıldönümüzü kutlamak, toparlanmak ve daha niceleri gibi bir sürü işim var. Hepsi de hakkı verilmesi gereken güzide işler.
Annemle kardeşime ve bir şekilde Ankara'ya kavuşacağım için mutluyum ama burası da bir ayrı güzeldi yaaa!..
Beş yıl bankacılık ettim, gidip bir otuz yıl daha edeceğim. Şu bir senelik ev hanımlığı (arada yüksek lisans yapsam da evde olmak hanımlık bence!) sefam ise bitti bitiyor.

Burada kaldığım sürece neredeyse her ay misafir ağırladık. Arkadaşlarım, kardeşim, annem ve Pötürgemin annesi geldi gitti. En son S ve SY geldiler.  S ile olan bu resmimiz bir "Ne Giydim?" hatırası olsun.


T-Shirt: Pull & Bear
Kot Ceket: İstanbul'da eksportçudan almıştım, ama üstü hafif kareli gibi. Bi de beli arkadan çok kısa. Çok güzel. Bir tanesini kaybetmiştim (Paris metrosunda hah hay!) bir tane daha aldım. O kadar ucuz.
Şal: SKA'nın hediyesi, sonra baktım annem de almış kendisine aynısından.
Gri çanta & Görünmeyen kahverengi keten şort: H&M

Su uyur, tez uyumaz. Ed Wood kaçar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder