Musikişinas

Musiki yönüm zayıf. Her şeyden önce müzikal bir yeteneğim yok. İnce notayı kalın notadan ayıramadığım gibi, ince / kalın nota diye bir şey var mı onu dahi bilemiyorum. Ama bunun ötesinde eksiklikliklerim de var. Mesela bir şarkıyı, bir sesi, bir tarzı kolay kolay öğrenememek, onu bundan ayırt edememek, bayık şarkılardan vazgeçememek... En sevdiğim tür ince & tatlı sesli (daha ziyade sessiz) indie* bayanlar (Blonde Redhead, Regina Spektor My Brightest Diamond, Polly Scattergood... - al birini vur ötekine), şarkı içinde değişen melodiler (bir sürü böyle şarkı varsa da favori bir örnek olarak Happiness is A Warm Gun diyelim hadi), balkanlardan gelen oynak melodiler ve ne yazık ki İspanyolcalar (bundan biraz utanıyorum ama herhalde Lhasa'nın arkasına saklanabilirim).

Bununla birlikte ta çocukluktan beri Sezen Aksu aşığıyım, peygamberane, anne yarısı... Kulağıma böyle böyle yerleşen, annemden miras bir Türkçe müzik sevgim de, itiraf ediyorum, mevcut. Hollanda'dayken pötürgem hiç alışık olmadığından pek Türkçe dinlemiyordum ama yine de Primavera arkadaşım ne zaman bana gelse beni Türkçe dinlerken yakalıyordu. Yabancı bir memlekette kendi dilinde müzik dinlemek de bir tuhaftır. Shuffle çalan liste pencereler açıkken Türkçe'yi bulunca utanır, kısardım müziğim sesini. Hollanda'daki, Almanya'daki gurbetçileri bir arabaya doluşup pencereleri açmış, İbrahim Tatlıses'le sokakları inlerek gezerken az mı gördük.

Hatta Berlin'de inanması güç bir şeyle karşılaştık. The Story of Berlin müzesinde, Berlin'de yaşayan topluluklarla ilgili bir bölüm vardı. İşte Yahudi cemaati şöyledir, Hristiyanlık böyle gelişmiştir, Müslümanlar şöyledir diye tarihi, demografik bilgiler, resimler... O bölümün ortasında üç tane çekmeceli konsol vardı. Biri Yahudilerle, biri Hristiyanlarla, biri Müslümanlarla ilgili. Konsolların her bir çekmecesi bir konuya ayrılmış. Mesela cenaze çekmecelerinde bu dinlerdeki cenazelerle ilgili nesneler var. Tespih, örtü, fotoğraf, çekmeceyi açınca çalan dinlere özgü cenaze müzikleri. Bizim için büyük sürpriz düğün çekmecelerindeydi. Hristiyanlarınkinde (yanlış hatırlamıyorsam) bildik düğün marşı, Yahudilerinkinde oynak bir şarkı ve neşeli insan sesleri duyuluyordu. Müslümanların düğün çekmecesinde ise ses olarak bir araba konvoyunun korna ve hay huy bağırış gürültüsü vardı!! Türkiye'de yaygın, kolların araba camından sarktığı, bol kornalı klaksonlu konvoylar Almanya'da da yaygınmış demek ki... Kıroluğumuzdan utandık, sinir olduk...

Musikişinas başlığıyla pek alakası yok, ama o müzede gördüğümüz, bizi şaşırtan bir şeyi daha yazmak istiyorum. Yine aynı bölümde, duvarda aşağı yukarı şöyle bir yazı okuduk: "Berlin'deki Müslüman cemaati, Milli Görüş Cemaati öncülüğünde varlığını sürdürmektedir". Duyduk duymadık demeyin.

Böyleyken böyle. Hollanda'da uzak kaldığım Türkçe müzikle Ankara'da kucaklaştım. Ben yokken, Sertap Erener Rengarenk diye eğlenceli bir cover yapmış. Demet Akalın "Hayalim üç kelime, o da şöyle: Evli mutlu çocuklu" diye tercüman olmuş dişi gönüllere. Hande Yener tarzını yumuşatmış, ılımlılaşmış. Serdar Ortaç yine anlaması zor (bknz; Poşet), aşırı vurgulu, bol sert sessizle dolu (hayatınndann mikkroppları att) şarkılar yapmış. Bana göre hiçbir çekici yanı olmayan, Serdar Ortaç'ın gün görmüş hali Tarkan da yine banal bir albümle ortaya çıkmış. Tarkan'ı geç, diğerleri eğlenceli. Ama en çok Soner Sarıkabadayı'yı (sanırım daha modern olsun diye bunu SRKBDY olarak yazıyor) sevdim. Neden bilmem Murat Boz (güllü lokumlu) bu Soner Srkbdy'yı yanına almış. Birlikte çıkıyorlar, bir yandan arzı endam, bir yandan clubber-stayla veya duygu-yoğun şarkılar söylüyorlar.

Bu küçük kafamla oldum olası Türk filmlerini de çok severim. Daha ilkokuldayken Hülya Küçyiğit'in Senede Bir Gün filmini izleyip, birisini senede bir gün görerek bir ömür sevme duygusunu anlamıştım! O ağlak şarkıyı bile sevmiştim; nasıl anlar ki el kadar çocuk "adını anmaktan yansın dudağım" sözünü! Çocuğum dinlesin böyle müzik, vururum ağzına. Eğer siz de daha küçükken Levent Yüksel'in yanık sesiyle bağıra çağıra söylediği şarkıları sevdiyseniz, Aysel Gürel sizin zihninize de tutkuyu kodladıysa bu şarkı sizin için gelsin.

Buz  / Soner SRKBDY
http://fizy.com/#s/195u0c

* Indie'yi Hintçe müzik zannediyorsanız, benden gerisiniz - söyleyim.

1 yorum:

  1. Guzelmis Soner'in sarkisi. Turkce pop'a gelince: sevilmez mi yahu? Severek dinliyoruz Edwood Hanim.

    YanıtlaSil